Eğitim İş Sendikası Samsun Şubesi, Maarif Vakfı’na aktarılan bütçeye tepki gösterdi
Eğitim İş Sendikası Samsun Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden Türkiye Maarif Vakfı’na aktarılan kaynağa tepki göstererek, eğitimde eşitsizliklerin derinleşeceğini ve kamusal eğitimin önemsenmediğini belirtti. Vakfın faaliyetleri ve kaynakların kullanımıyla ilgili şeffaflık talep edildi.
Eğitim İş Sendikası Samsun Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden Türkiye Maarif Vakfı’na aktarılan kaynağa tepki göstererek, eğitimde eşitsizliklerin derinleşeceğini ve kamusal eğitimin önemsenmediğini belirtti. Vakfın faaliyetleri ve kaynakların kullanımıyla ilgili şeffaflık talep edildi.
(SAMSUN) – Eğitim İş Sendikası Samsun Şubesi, “Kamusal eğitim için kullanılması gereken milli eğitim bütçesinin, tüm denetimlerden muaf hale getirilmiş Maarif Vakfı ile paylaşılması derhal engellenmelidir. Eğitime ve geleceğe sahip çıkmak Cumhuriyete sahip çıkmaktır! Herkesi bu sorumlulukla hareket etmeye, eğitime ve geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz” açıklaması yaptı.
Eğitim İş Samsun Şubesi, Cumhurbaşkanı kararıyla, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinden Türkiye Maarif Vakfı’na, vakfın hizmet giderlerinin karşılanması amacıyla 5,7 milyar lira kaynak aktarılmasına tepki gösterdi. Eğitim İş Samsun Şubesi’nin konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle:
“15 Temmuz darbe girişiminin ardından, ‘Yurtdışındaki FETÖ okullarını devralmak’ için kurulan ve ‘gölge bakanlık’ olarak işleyen Türkiye Maarif Vakfı’na bütçeden aktarılan pay her geçen yıl artıyor. Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, Türkiye Maarif Vakfı’na MEB bütçesinden 5,7 milyar TL kaynak aktarılacak. Bu rakam, 2016 yılında Vakfa aktarılan 90 milyon TL’nin 63 katına denk geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğrudan kendisine yakın üyeleri atadığı ve böylece eğitimin planlanması ve yönetiminin Saray’a bağlanmasının kılıfı olan Maarif Vakfı, kamuda tasarruf tedbirlerinden muaf tutulmuş durumdadır. Eğitimin güncel gereksinimlerini karşılamaktan ve öğrenci/eğitim emekçilerinin ihtiyaçlarını gidermekten uzak olan MEB bütçesinden bu kadar büyük bir kaynağın aktarılması, AKP iktidarının kamusal eğitime ne kadar az önem verdiğini açıkça gösteriyor.
Bir öğün okul yemeğine kaynak ayırılamazken Türkiye Maarif Vakfı’na ödenen para yıllara göre şöyle:
2016: 90 milyon TL
2017: 241 milyon TL
2018: 351 milyon TL
2019: 422 milyon TL
2020: 259 milyon TL
2021: 1 milyar 77 milyon TL
2022: 1 milyar 871 milyon TL
2023: 2 milyar 955 milyon TL
Eğitim politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık esastır. Böyle bir vakfın kurulması akıllara birçok soru işareti getirmektedir. Bu paranın nereye gideceği net olarak biliniyor mu? Vakfın hangi faaliyetleri için kullanılacağı şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanıyor mu? Kamusal eğitimde yaşanan sorunlar göz ardı edilirken, Vakfa ayrılan bu devasa bütçe, eğitimde eşitsizlikleri derinleştirmeyecek mi? Bu durum, kamu kaynaklarının şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde kullanılması ilkesine aykırı değil mi?
Kamu kaynakları öncelikli ihtiyaçlara göre değil, siyasi ve ideolojik tercihlere göre mi dağıtılmaktadır? Burada asıl sorulması gereken, bir devlet neden vakıf kurar sorusudur. Amaç, kamu kaynaklarının, meşru görülecek bir yöntemle bütçe dışına çıkarılarak, denetimden uzak bir şekilde harcanması, kendilerine yakın tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine yasal kılıf hazırlanması, devlet kasasından bu yapılanmalara para aktarılmasıdır. Kamusal eğitim için kullanılması gereken milli eğitim bütçesinin, tüm denetimlerden muaf hale getirilmiş Maarif Vakfı ile paylaşılması derhal engellenmelidir. Vakıflar üzerinden para aktarıldığını, denetimden uzak şekilde kaynakların keyfi kullanıldığını, paralel bir devlet yapılanması oluşturulduğunu, vakıflara yapılan bağışlar ve destekler üzerinden bir torpil sistemi yaratıldığını görüyoruz! Unutmayalım ki, eğitim, bir ülkenin geleceğidir. Bu geleceği ipotek altına alacak adımlara izin vermeyecek, tüm öğrencilerimiz için kamusal, bilimsel, laik, nitelikli ve erişilebilir bir eğitim sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Eğitime ve geleceğe sahip çıkmak Cumhuriyete sahip çıkmaktır! Herkesi bu sorumlulukla hareket etmeye, eğitime ve geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz!”