Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifi protestosu düzenledi
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı’nda sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifi hazırlığını protesto etti. Platform adına açıklama yapan Nurettin Aldemir, “Hiçbir canlının yaşam hakkı elinden alınamaz. Bunun adı vahşettir, bunun adı cinayettir. Siz bunu yaparsanız sokak hayvanlarına işkence edenlere, öldürenlere; kısmen bile olsa bu nedenle ceza verilenlere ne diyeceksiniz? Onlardan ne farkınız kalacak” dedi.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı’nda sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifi hazırlığını protesto etti. Platform adına açıklama yapan Nurettin Aldemir, “Hiçbir canlının yaşam hakkı elinden alınamaz. Bunun adı vahşettir, bunun adı cinayettir. Siz bunu yaparsanız sokak hayvanlarına işkence edenlere, öldürenlere; kısmen bile olsa bu nedenle ceza verilenlere ne diyeceksiniz? Onlardan ne farkınız kalacak” dedi.
(ESKİŞEHİR) – Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı’nda sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifi hazırlığını protesto etti. Platform adına açıklama yapan Nurettin Aldemir, “Hiçbir canlının yaşam hakkı elinden alınamaz. Bunun adı vahşettir, bunun adı cinayettir. Siz bunu yaparsanız sokak hayvanlarına işkence edenlere, öldürenlere; kısmen bile olsa bu nedenle ceza verilenlere ne diyeceksiniz? Onlardan ne farkınız kalacak” dedi.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı’nda bir araya gelerek sokak hayvanlarını uyutmayı da içeren kanun teklifi hazırlığını protesto etti. Eyleme CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü de destek verdi. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklaması yapan Nurettin Aldemir, sokak köpeklerinin katledilerek sorunların çözülemeyeceğini ve buna asla izin vermeyeceklerini ifade etti. Aldemir, şunları söyledi:
“Bizler de sokaklarımızın çocuklar için, kadınlar için, herkes için tam güvenli olmasını istiyoruz. Ey iktidar sahipleri bunun yolu ‘topla öldür’ değil, hayvan haklarına saygılı şekilde koruma altına al, kısırlaştır, aşıla, güvenli ortamlarda yaşat. Hiçbir hayvansever, yaşam hakkı savunucusu bırakın köpekler insanlara saldırsın demiyor. Köpek popülasyonu tabii ki kontrol altında olmalı. Bunun yegane yolu etkin kısırlaştırma yöntemidir.
“Sahiplenilmeyenler uyutulacak; daha açık bir ifadeyle öldürülecek”
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan talimat verdi; Adalet Bakanı’nın ifadesine göre Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik için düzenleme yaptı. TBMM’ye sunulduğu bildirilen yeni düzenlemeye göre ‘sokak köpekleri belediyeler tarafından toplanacak, bir ay süre içinde sahiplenilmesi beklenecek, sahiplenilmeyenler ise uyutulacak; daha açık bir ifadeyle öldürülecek.’
“5199 sayılı yasa öldür değil yaşat diyor”
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi ‘Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır’ diyor. Öldür demiyor. Aşıla diyor, kısırlaştır diyor, rehabilite et diyor, yaşat diyor.
“Bunun adı vahşettir”
Yasada değişiklik yaparak sokak köpeklerini toplu katliamlarla yok etmek istiyorlar; meselenin özeti budur. Hiçbir canlının yaşam hakkı elinden alınamaz. Bunun adı vahşettir, bunun adı cinayettir. Siz bunu yaparsanız sokak hayvanlarına işkence edenlere, öldürenlere; kısmen bile olsa bu nedenle ceza verilenlere ne diyeceksiniz? Onlardan ne farkınız kalacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı iktidar temsilcileri ‘sahipsiz köpekler ile ilgili sorunun kısırlaştırma ile çözülemediğini’ belirten ifadeler kullanıyorlar ve toplu köpek katliamına toplumsal zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Bu doğru değil.”