Asli Kusurlular Serbest Bırakıldı: ‘Ölümü Gösterip Sıtmaya Razı Ettiler’
Patlamada eşi Elif Dayıoğlu’nu kaybeden Arif Dayıoğlu, duruşma sonrası Kocaeli Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, asli kusurlu olarak geçen kişilerin tutuklanmasını istediklerini belirtti. Eşi, görevlendirildiği yerdeki ihmaller nedeniyle hayatını kaybetmiş olan Dayıoğlu, devlet kurumlarının bu tür eksikliklere izin vermemesi gerektiğini vurguladı. Ailenin avukatı ise olayın bir iş cinayeti olduğunu ve sorumluların en ağır cezayı alması için süreci takip edeceklerini ifade etti.
Patlamada eşi Elif Dayıoğlu’nu kaybeden Arif Dayıoğlu, duruşma sonrası Kocaeli Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, asli kusurlu olarak geçen kişilerin tutuklanmasını istediklerini belirtti. Eşi, görevlendirildiği yerdeki ihmaller nedeniyle hayatını kaybetmiş olan Dayıoğlu, devlet kurumlarının bu tür eksikliklere izin vermemesi gerektiğini vurguladı. Ailenin avukatı ise olayın bir iş cinayeti olduğunu ve sorumluların en ağır cezayı alması için süreci takip edeceklerini ifade etti.
‘ASLİ KUSURLULULAR ELİNİ, KOLUNU SALLAYARAK ÇIKTI, GİTTİ’
Patlamada eşi Elif Dayıoğlu’nu kaybeden Arif Dayıoğlu, duruşma sonrası Kocaeli Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, “İlk duruşmaydı; sonuçlanmadı ama ilk karar çıktı. Buradaki asli kusurlu olarak geçen kişilerin kesinlikle tutuklanmasını istiyoruz; gönlümüz bundan yanaydı. Çünkü basında görüyorsunuz, emsal kararlar da da, bunlar da tutuklama kararı verilirdi. Milyonlarca dolarlık zarar var. 2 tane masun insan ölmüş ve bunun sonucunda hiçbir şekilde tutuklama kararı olmadan buradaki asli kusurlular elini, kolunu sallayarak çıktı gitti. Aynı ülkedeyiz fakat kararlar farklı farklı. Aynı yasa var. Niye bu farklı oldu biz anlayamadık ama bizim adaletten yana kuşkumuz yok. Eninde sonunda adalet yerini bulacak diye düşünüyoruz” dedi.
‘ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETTİLER’
Elif Dayıoğlu, “Eşim TMO’da depo memuruydu fakat bu olay olduğunda birçok personelleri kırsala geçici görev ile gönderdikleri için buradaki açık kalan yerlere, kantar memurluğuna eşimi görevlendirdiler. Onun yerinde o işi yapacak birçok kişi varken, özellikle eşim oraya gönderildi. Aksi halde geçici görevle tehdit edildi. Bu işi yapmak zorundaydı çünkü evde bizler varız, 2 tane çocuğu var. Bu yüzden de geçici görevden olmaktansa burada zor şartlar da olsa çalışmayı yani tabiri caizse ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler” ifadelerini kullandı.
‘BİR DEVLET KURUMUNUN KESİNLİKLE İZİN VERMEMESİ GEREKİYOR’
Zaman zaman tesise gittiğini belirten Dayıoğlu, “Maalesef hiçbir şekilde bir devlet kurumuna yakışmayacak ihmaller vardı. Örnek vermek gerekirse herkes elinde sigarayla dolaşırdı. Etraf çok tozluydu. Makineler çok bakımsızdı, ne bir yangın algılama, ne söndürme sistemleri vardı. Bu şekilde bir çalışmaya bir devlet kurumunun kesinlikle izin vermemesi gerekiyor. Ben özel sektörde çalışıyorum. Çalışma Bakanlığı’nın bize geldikleri denetlemelerde adeta bize kök söktürüp, hiçbir şekilde bu kusurların, eksikliklerin giderilmediğinde, çalışılmasına izin verilmeyeceğini beyan etmelere rağmen bir devlet kurumunda bu eksikliklerin olması benim çok garibime gidiyordu ve maalesef bu üzücü olay da bizim başımıza geldi” dedi.
‘NE YAZIK Kİ BU BİR İŞ CİNAYETİDİR’
Dayıoğlu ailesinin avukatı Yaprak Gülen Şahin Karakuş, “Bugün ilk duruşmamızdan çıktık. Malum Kocaeli halkı olduğu kadar ülke gündeminin de yoğun şekilde mesaisini alan bir davanın takipçisiyiz. Maalesef bu bir kaza olarak yer alsa da esasen bir kaza değildir. Ne yazık ki bu bir iş cinayetidir. Biz süreçte sorumlular her ne kadar suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunsalar da ‘taksir’ değil ‘olası kast’ ile yani göz göre göre bu olaya sebebiyet vermeleri nedeniyle, hak ettikleri cezayı almaları açısından elimizden geldiği şekilde sürecin takipçisi olacağız. Müvekkilimin de dediği gibi, gönül isterdi tutuklama kararı çıksın; çünkü biz bugün Antalya’daki teleferik kazasında ya da İstanbul’daki gece kulübü yangınında pek çok kişinin tutuklandığını ve iddianamede yüksek cezalarla cezalandırılmasını talep edildiğini biliyoruz. Bu yargılamada 2 tane gencecik insan hayatını kaybetti. Bir tanesi benim müvekkilimin eşi, bir tanesi de depremzede ve bildiğimiz, alışılagelmiş bir ölüm değildi ne yazık ki; bunu hiçbir şekilde, hiç kimsenin yaşaması istemeyeceği bir şekilde yanarak hayatını kaybetti. 2 çocuk annesiz, 1 kişi hayat arkadaşsız, yoldaşsız kaldı. Dolayısıyla biz sürecin takipçisiyiz ve sorumluların kusurluların en ağır hadden cezalandırılması açısından elimizden geleni yapacağız” ifadesini kullandı.