CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’den Anayasa Açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa ile ilgili açıklamalarını eleştirerek, anayasa tartışmanın anlamı olmadığını belirtti. Gökçen, darbe dönemi kanunlarının değiştirilmesi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anayasa ile ilgili açıklamalarını eleştirerek, anayasa tartışmanın anlamı olmadığını belirtti. Gökçen, darbe dönemi kanunlarının değiştirilmesi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa ile ilgili açıklamaları konusunda “Darbeciler, kuralsızlık zemini yaratır ve bu istisna haline dayanırlar. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak, yürürlükteki anayasayı ve mevzuatı tanımamak, yargının olaya göre değil, kişiye göre karar vereceği bir ortam yaratmak, hukuku askıya almak demektir. Bir anayasa değişikliği yapılabilmesi için önce yürürlükteki Anayasa’nın ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanıyor olması gerekir. Anayasa’ya saygının olmadığı bir ortamda anayasa tartışmanın bir anlamı yoktur” ifadelerini kullandı.
Gökçen, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürürlükteki anayasayı bir darbe anayasası olarak gördüğünü söylediğini belirterek, “Darbeciler, otoriteyi artırır, hak ve özgürlükleri sınırlar. Toplumun özgürce konuşmasının, haklarını kullanmasının, itiraz edebileceği, örgütlenebileceği alanların önüne engeller koyar. Aynı zamanda hukuk devletini ortadan kaldırır ve denetimsizliğin kural olduğu bir düzen yaratırlar” değerlendirmesinde bulundu.
“Anayasaya saygının olmadığı bir ortamda anayasa tartışmanın bir anlamı yoktur”
“12 Eylül 1980 darbesi, ülkemizde sosyal ve ekonomik haklara, ifade özgürlüğüne, siyasal haklara ve örgütlenme özgürlüklerine vurulmuş bir darbedir” ifadesini kullanan Gökçen, şunları kaydetti:
“Darbeciler, hak ve özgürlükleri kanunlarla ve yürütmenin işlemleriyle sınırlamayı hedeflemiştir. Darbe döneminden kalan kanunlar hala yürürlüktedir. Önce bunlar değiştirilmelidir. Ülkemizi darbe hukukundan arındırmak isteyenlerin öncelikle payına düşen sorumluluğu yerine getirerek darbe dönemi kanunlarını değiştirmesi, uygulamada da özgürlük alanlarını genişletmesi gerekir. Örneğin önceden izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı anayasada güvence altına alınmasına rağmen kanunla bu özgürlük alanı daraltılmıştır. Uygulamada da cezalar, hakkını kullananlara karşı caydırma amaçlı kullanılmaktadır. Siyasi partiler ve seçim kanunları antidemokratik hükümleriyle hala 1980 darbesinin izlerini taşımaktadır.
Üniversite özerkliğini kabul etmeyen bir yükseköğrenim sistemi, olağanüstü hal ve kararnamelerle yönetim anlayışı, parlamentonun devre dışı bırakılması, basın özgürlüğünün ortadan kalkması, yargı denetiminin tanınmaması, yargı bağımsızlığına müdahaleler, darbe yanlılarının düşünceleri ve yöntemleriyle tam olarak örtüşmektedir. Darbeciler, kuralsızlık zemini yaratır ve bu istisna haline dayanırlar. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak, yürürlükteki anayasayı ve mevzuatı tanımamak; yargının olaya göre değil, kişiye göre karar vereceği bir ortam yaratmak, hukuku askıya almak demektir. Bir anayasa değişikliği yapılabilmesi için önce yürürlükteki anayasanın ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanıyor olması gerekir. Anayasaya saygının olmadığı bir ortamda anayasa tartışmanın bir anlamı yoktur.”