İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hakkari Belediye Başkanı’nın görevden alınmasını eleştirdi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınarak yerine kayyum atanmasıyla ilgili kayyum sürecinin demokrasiye olan inancı kırdığını ve yerel demokrasiyi yaraladığını belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınarak yerine kayyum atanmasıyla ilgili kayyum sürecinin demokrasiye olan inancı kırdığını ve yerel demokrasiyi yaraladığını belirtti.
(İSTANBUL) – İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınarak yerine kayyum atanmasıyla ilgili “Kayyum sürecinde bu tür ortamların olgunlaşmasında ya da oluşmasındaki yöntem ve metotlar, insanların demokrasiye olan inancını kırıyor. Bu tür görevden almalar olsa dahi, kanun gereği orada bir Meclis var ve o Meclis, başkan vekilini seçer ve yoluna yürür. Bu tür ortamlarda, ‘kayyum’ denen garabete başından beri karşı olan birisiyim ve bu konunun gerçekten yerel demokrasiyi çok yaraladığını, insanların oy kullanırken nasıl ona sahip çıktığını bilen birisi olarak, demokrasiyle olan bağını kopardığını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’a yaptığı tebrik ziyaretinin ardından konuya ilişkin açıklama yapan Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ne yazık ki bugün aldığımız yine kayyum haberiyle ilgili süreci takip ediyoruz. Öncelikle kayyum sürecinde bu tür ortamların olgunlaşmasında ya da oluşmasındaki yöntem ve metotlar, insanların demokrasiye olan inancını kırıyor. Bu kapsamda tabii 2014 yılında başlayan ama hala henüz sonuçlanmamış bir dava gerekçe gösterilerek alınmış bir karar var. Bir başka boyutu var; yani bu tür görevden almalar olsa dahi, kanun gereği orada bir Meclis var ve o Meclis, başkan vekilini seçer ve yoluna yürür. Ama insanların özellikle güvenini ve inancını kıran şey bir, kayyum atama süreci; iki, bu süreçten sonra Meclis’in de yok sayılması süreci. Tabii bu tür ortamlarda, ‘kayyum’ denen garabete başından beri karşı olan birisiyim ve bu konunun gerçekten yerel demokrasiyi çok yaraladığını, insanların oy kullanırken nasıl ona sahip çıktığını bilen birisi olarak, demokrasiyle olan bağını kopardığını düşünüyorum. Bu yönde karar alıcıların yargıyı, hukuku uygulayan insanların çok hassas olmalarını diliyorum. Yargı sürecini de yakından takip ediyorum. Sürece göre, tekrar kamuoyuna mutlak fikirlerimi de paylaşacağım. Üzüntü verici. Her koşulda kayyum meselesi, bu milletin zihninden uzaklaşmalı. Hukukun ve kanunun en doğru şekliyle uygulanmasını diliyorum”